Öğrencimize “22. Özgün Düşünce ve Kompozisyon Yarışması”ndan Üçüncülük

621

Tepeören Yerleşkemizden öğrencimiz Yasemin Özbay (8A), ALKEV Özel Ortaokulu’nun düzenlediği, “Yeniden Doğuş” konulu “22. Özgün Düşünce ve Kompozisyon Yarışması”na katıldı. Öğrencimiz, 7. ve 8. sınıflar kategorisinde 54 öğrencinin katıldığı yarışmada Figen Atalay, Müge İplikçi, Doğu Yücel ve Ömür Kurt’tan oluşan jürinin değerlendirmesi sonucunda üçüncülük ödülü kazandı.

Öğrencimizin “Tekrar Tekrar Değişmek” başlıklı kompozisyonun tam metni:

Tekrar Tekrar Değişmek

“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” demiş Herakleitos. Değişim hayatımızda hep olacaktır çünkü yaşamak değişmektir.

Yaşadığımız her saniye, bizi şekillendirir veya bizi parçalarımıza ayırıp birleştirir. Birleştiğimizde, şekillendiğimizde ise yeniden doğarız. Bu döngü hayatımız boyunca devam eder. Çevremizdekiler ve biz, aslında hep değişiyoruz ve yeniden doğuyoruz. Lakin bunun bir sınırı yoktur çünkü bu doğuş uzay boşluğu gibidir. Devamlı genişler ama bunun nerede başlamış olduğunu kimse kestiremez. Genişlediği süre boyunca içinde yeni güneşler de doğar kara delikler de. Ama en garip olanı ise kara deliklerin de güneşlerin de tek bir kaynağının olması: yıldızlar. Bizler devamlı genişleyen uzay boşluğunda birer yıldızız aslında. Parlamaya devam ettiğimiz süre boyunca bir güneş de olabiliriz kara delik de. Demem o ki yeniden doğmanın bir sınırı olmadığı gibi iyi ya da kötü olacağına dair bir sınırlama da yoktur. Örneğin, sigaraya başlamak ve bırakmak… Çünkü ikisi de bizim karakterimizde, hayatımızda kimi zaman dolaylı yoldan da olsa çevremizde değişimler yaratır; doğurur. Değişimin kendisi de bir yeniden doğuş örneğidir çünkü evrende değişen her şey bir yeniliğe sebep olur ve tüm bunlar bizi yeniden doğmaya iter. Değişim, kısır bir döngüdür yani. İnsanlar ise bu döngüde durmadan değişmek zorunda kalarak oradan oraya sürüklenir.

Değişmek bazen bizim elimizdedir bazen değildir. Ancak bana kalırsa en güçlü ve köklü değişim bizim elimizde olmayan değişimdir. İşte o bizi sürükler, âdeta okyanuslarda sürüklenen denizanalarına çevirir. Aynı denizanaları gibi suyun bizi sürüklemesiyle hareket ederiz ve buna karşı koyamayız. Bu sürüklenme ise hayatın ta kendisidir. Akıntı -diğer bir deyişle değişim- bizi sürükleyendir işte. Biz yolculukta karşımıza köpek balıkları, mercan resifleri, balinalar ve balıklar çıkar. Ve biz, karşımıza çıkan farklı türlerin karşısında hep değişik bir tutum sergilemek durumunda kalırız.

Sonuç olarak, değişim kaçınılmazdır ve her yerdedir. Biz her değiştiğimizde yeniden doğarız. Bir başkası değiştiğinde biz yine doğarız.

Yasemin Özbay (8A)