Söz Terakkili Öğrencilerde

1110

Her iki yerleşkemizden ortaokul 5. sınıf öğrencilerimiz; Mayıs ayında da gerçekleşen “Söz Bende” etkinliğinde ilgi çekici konu ve sunumlarıyla arkadaşlarıyla buluşmaya devam etti.

Türkçe ve Sosyal Bilgiler bölümlerimizin Nisan ayından beri Perşembe günleri düzenlendiği bu etkinliğin amacı; öğrencilerimizin farklı alanlarda, farklı toplulukların karşısında özgüvenle, kendine özgü yaklaşımla ve kültür dilinin söyleyiş özelliklerine uygun biçimde, “kendi seçtikleri” konu çerçevesinde konuşma becerilerini göstermelerini sağlamak. “Söz Bende” etkinliği, öğrencilerimizin hem konuşma hem de dinleme becerilerini geliştirecek, öğrencilerimizi motive edecek bir ortam yaratıyor.

Levent Yerleşkemizde etkinlik, öğrencimiz Ayşegül Atabay’ın (5C) “Vazgeçilmez Dostumuz Kitap” başlıklı konuşmasıyla başladı. Empati kurma, kelime dağarcığını geliştirme gibi kitap okumanın yaşamımıza çeşitli katkılarından bahseden öğrencimiz konuşmasını “Kitap, hayata farklı açılardan bakmamıza da yardımcı olur. Mesela ‘Ağustos Böceği ve Karınca’ fablını ilk okuyunca çoğumuz karıncayı haklı bulmuştuk ama Türkçe dersinde Sunay Akın’ın metnini okuduğumuz zaman birçoğumuzun fikri değişti. Yani kitaplar bu örnek gibi bakış açımızı da değiştirebilir.” Şeklinde örneklendirerek kitap okumanın olaylara farklı açılardan bakmamızı sağladığını vurguladı. Öğrencimiz konuşmasını  “Fırtınayla Gelen”, “Malamander”, “İçimdeki Müzik” ve “Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe” gibi kendi okumalarından tavsiyeler ile bitirdi.

“Söz Bende” etkinliğinin ikinci konuşmacısı Ali Alp (5D) “Yaşamımızda Spor, Masa Tenisi” başlıklı bir konuşma yaptı. Öğrencimiz yanında getirdiği raket ve topunu göstererek arkadaşlarının ilgi duyduğu masa tenisi sporuna dikkat çekti. Masa tenisine boş zamanlarını değerlendirmek için başladığını belirten Ali Masa tenisi oynamayı çok seviyorum çünkü maç sonlarında sayılar birbirine yakın olduğunda sayı aldığınızda ya da kaybettiğinizde ‘hayır kaybedeceğim’ ya da ‘evet kazanacağım’ duygusu oluşuyor ve çok heyecanlanıyorum.” ifadesiyle bu sporu neden sevdiğini açıkladı. Masa tenisi sayesinde arkadaş edindiğini, boş zamanlarını konsantrasyonunu geliştiren bu sporla geliştirdiğini düşündüğünü belirten öğrencimiz konuşmasını dinleyicilere teşekkür ettikten sonra arkadaşlarının alkışlarıyla sonlandırdı.

Ardından Azra Acar (5F), “Cinsiyet Ayrımcılığı” başlıklı konuşmasına “Bireylere cinsiyetlerinden dolayı toplumda adaletsiz bir şekilde davranılması” tanımıyla başladı. Okuldaki gündelik hayatta, istemeden de olsa bu ayrımcılığın yapıldığını bir özeleştiriyle değerlendirdi. Bu düşüncesini, “Kızlar sadece kızlarla, erkekler ise sadece erkeklerle oynuyor. Bu durum basit görünse de bir tür cinsiyet ayrımcılığıdır.”  sözleriyle örneklendirdi. Öğrencimiz, toplumun bakış açısını değiştirmek için televizyon dizilerinin senaryolarının yazımında cinsiyet ayrımcılığına dikkat edilmesi gerektiğini, televizyonlarda sıklıkla kamu spotlarına yer verilmesi gerektiğini söyledi. Cinsiyet ayrımcılığının en çok görüldüğü mecranın spor olduğunu vurgulayan öğrencimiz, “Korfball” adlı sporu cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldıran bir spor olarak dinleyicilere tanıttı. Korfballda takımların kadın ve erkek oyunculardan oluştuğunu, böylece kadınlar ya da erkekler ligi gibi bir ayrıma ihtiyaç duymadığını, böylece cinsiyet eşitsizliği olmayan bir sporun da olduğunu belirtti. Sporda takım taraftarlarının tezahüratlarında cinsiyetçi ifadeler kullanmalarının cinsiyet ayrımcılığına neden olduğunu ve bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak için futbol kulüpleriyle ve STK’lerle işbirliği yapılarak cinsiyet ayrımcılığının önlenebileceğini söyledi. Öğrencimiz konuşmasını “Cinsiyet ayrımcılığına son!” sloganıyla bitirdi.

Ece Arabacıoğlu (5E) “Hayvan Hakları” konulu konuşması için kürsüye çıktı. Öğrencimiz Hayvanları Koruma Kanununun maddelerini hatırlatarak konuşmasına başladı. Nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerin korunmasının öneminden söz ederek hayvanat bahçelerinin hayvanların özgürlüğünü elinden alan yerler olduğunu, vahşi hayvanların doğal ortamında bulunması gerektiğini vurguladı. Evcil hayvanları satın almak yerine sahiplenmenin daha doğru olacağını, böylece sokaklarda ve barınaklarda zor durumda olan hayvanları bu durumdan kurtarmış olacağımızı belirtti. Ayrıca hayvanların göç yoluna yüksek binalar ya da havaalanı gibi yapıların inşa edilmemesi gerektiğini söyledi. Hayvan haklarının ihlal edilmesi durumunda 174’ü arayarak şikayet edilebileceği bilgisini arkadaşlarıyla paylaştı. Kendi kedisini sahiplenme hikayesini paylaşarak bir hayvanı sahiplenmenin insana başta sorumluluk kazandırması açısından pek çok kazanımı olduğunu belirtti.

Tepeören Yerleşkemizde  Ali Rüzgar Duru’nun (5B) “Müzik iyi ki var. Peki nasıl var oldu?” başlıklı konuşmasıyla etkinlik başladı. Öğrencimiz konuşmasına müziğin hayatımızdaki yeri ve önemini vurguladı. Sanatlar içerisinde en evrensel olan müziğe tarihte ilk kez 19. yüzyılda ilgi duyulduğuna vurgu yapan öğrencimiz müziğin çalıgılardan önce insan tarafından ortaya konulduğunun altını çizdi. En eski müzik yapıtının 3000 yıl önce Hindistan’da yazılmış olan “Veda İlahileri” olduğunu paylaşan öğrencimiz, konuşmasına müziğin dönemleriyle devam etti. Rönesans, Barok, Klasik ve Romantik dönemlerde müziğin gelişiminden bahseden öğrencimiz bu dönemlerin temsilcilerinden eserleri arkadaşlarına piyano perfomansı eşliğinde tanıttı. En son kendi bestesiyle performansını ve konuşmasını tamamlayan öğrencimiz arkadaşlarına müzik dolu anlar yaşattı.

Berke İsapur (5B) ise  “Arakne: Athena’ya Meydan Okuyan Kadın” içerikli konuşmasıyla arkadaşlarıyla buluştu. Mitolojiye olan merakıyla bilinen öğrencimiz, arkadaşlarına Yunan Mitolojisi hakkında bilgi vererek mitolojide örgü masalı olarak da bilinen Lidyalı Arakne’nin hikâyesini arkadaşlarıyla paylaştı. Mitolojik hikâyelerin geçtiği coğrafyalara da haritalar üzerinden değinen Berke, Anadolu topraklarından verdiği örneklerle arkadaşlarının mitolojiye olan ilgisini artırdı. Yunan tanrılarını tek tek tanıtan öğrencimiz, konuşmasını Yunan Mitolojisi ile ilgili yaptığı kitap önerisiyle tamamladı.