Öğrencimize Bilimsel Makale Yarışmasında Birincilik

1537

Levent Yerleşkemizden lise öğrencimiz Oya Ok (Pre IB 9G), “Suyun Dünyası, Dünyanın Suyu” konulu liseler arası gerçekleşen Bilimsel Makale Yarışması’nda “Şişelenmiş Gelecek” adlı aşağıdaki makalesiyle Birincilik ödülü aldı.

Öğrencimiz bu makalesinde, suyun ve su kaynaklarının önemini, plastik bir şişe içine sıkıştırılan suyun aslında bizim geleceğimiz olduğunu bilimsel verilere dayanarak anlattı.

FMV Özel Erenköy Işık Fen Lisesinin 5 Ocak Çarşamba günü çevrim içi düzenlediği yarışmanın ödülleri Triad 6.Bilim Konferansı kapsamında açıklandı.

Şişelenmiş Gelecek

Şeffaf, parlak ve genellikle mavi ambalajlı bir plastik şişe, her ne kadar ilgi çekici gösterilmeye çalışılsa da, dışarıdan bakıldığında sadece bir şişe. Önemsiz, sıradan ve yer kaplayan. Fakat içeriden bakıldığında durum aynı değil. İki hidrojen ve bir oksijen atomunun birleşmesi sonucu oluşan bu sıvı ne sıradan, ne de önemsiz. Dünya’yı şimdiye kadar keşfedilen bütün gezegenlerden ayıran, her dakika aldığımız nefes de dahil olmak üzere, bir sürü yaşamsal faaliyeti yerine getirmemizi sağlayan bu madde, bir başka deyişle su, canlıların varoluş kaynağı. Fakat bu kadar büyük bir öneme sahip olmasına rağmen, su kaynaklarının sınırlı olması ve gün geçtikçe azalmaya devam etmesi de günümüzün olağan gerçekleri arasında. Bunun en temel nedeni ise suyun asıl değerinin farkına varılmaması sonucu oluşan bilinçsizlik ve beraberinde getirdiği müsrif harcama ve su kaynaklarına sürekli zarar verme durumu.

Dünya’nın su kaynaklarından sadece %3‘ü insan kullanımına uygun olup, bu %3’lük kısmın ise %99’unun kutuplarda buz halinde veya yer altı kaynaklarında bulunması nedeniyle, insan kullanımına hazır ve uygun olmadığı belirtilmiştir (National Geographic Society, 2019). Üstelik sahip olunan su kaynakları Dünya üzerinde eşit bir şekilde yayılmadığından, Amerika veya Kanada gibi bazı ülkeler su kıtlığını çok yaşamazken, özellikle Hindistan ve Afrika ülkelerinin en büyük problemleri arasında su kıtlığı yer almakta. Bunun sonucu olarak bir yılda Dünya genelinde yaklaşık 1.1 milyar insan tamamen su bulamazken, 2.7 milyar insan su kaynaklarına bir ay boyunca ulaşamıyor (WWF).

Her ne kadar doğal etmenler su kaynaklarının kısıtlılığında önemli bir rol oynasa da, yaşanan su kıtlığının nedeni bir tek bunlarla sınırlı değil. Endüstrileşme ve endüstrileşme sonucu doğaya aktarılan kirleticiler, doğal dengenin bozulmasında, başka bir deyişle küresel ısınma ve iklim değişikliğinde ve doğal kaynakları kullanılamaz hale getirmekte büyük rol oynuyor (Schleifer, 2017). En yaygın ve en kullanışlı çözücü madde olarak bilinen su, diğer doğal kaynaklara göre daha çok kirleniyor. Aynı şekilde, demir, çelik, petrol ve atık yağ gibi bazı kirleticiler uzun dönemde etkilerini göstermekle birlikte, bazı su kaynaklarını kullanılamaz hale getiriyor. Bunun sonucunda ise sınırlı sayıda olan kullanılabilir kaynaklar azalmaya başlıyor. Ekim Üniversitesi’nde profesör olan Doaa M. Salman, 2011 yılında yaptığı bir araştırmada, su kaynaklarına en çok zarar verenin başta demir ve çelik endüstrisi olmak üzere genellikle sanayileşme sonucu oluşan endüstriler olduğunu belirtiyor. Çeşitli endüstrilerin su kaynaklarının kirliliğine yaptığı etki düzeyi aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

Grafik 1: Endüstrilerin su kirlilik yüküne etkileri (Salman, 93)

Su kirliliği üç şekilde yaşanabiliyor: Yüzeysel kirlenme, yeraltı kaynaklarının kirlenmesi ve okyanusların kirlenmesi (Denchak, 2021). Yüzeysel kirlenme göl ve nehirlerin floralarını etkiliyor, yeraltı kaynaklarının kirlenmesi çoğu besinlerin tüketilebilirlik oranını düşürüyor, okyanusların kirlenmesi ise deniz yaşamını etkiliyor. Her ne kadar farklı alanları etkiledikleri düşünülse de sonuç aslında aynı, kaynakların ve kaynaklarla bağlantısı olan diğer faktörlerin kullanılamaz hale gelmesi. Fakat Dünya’nın bazı bölgelerinde olan su kaynaklarının çok kısıtlı olması nedeni ile insanlar kirli kaynakları tüketmekten başka bir çözüm bulamıyorlar. Buna bağlı olarak da yılda yaklaşık 2.4 milyar insan kolera, tifo ateşi ve başka kirli su kaynakları ile bulaşan hastalıklara yakalanıyor ve en az 2 milyon insan bu nedenle hayatını kaybediyor (WWF).

Her gün insan nüfusunun artması, fabrikalaşmanın daha büyük bir alana yayılması ve iklimin değişmesi sonucu doğal dengesinin bozulmasını göz önünde bulundurursak, bizim kullanabileceğimiz kaynakların kişi başına sağladığı su miktarı gün geçtikçe azalıyor (Scarcity: UN-water). Peki bu durumu önlemek ve yaşanabilecek olası zararı en az düzeye indirmek için neler yapılabilir? Başta su kaynaklarına karşı sahip olunan algı düzeltilmelidir. Su kaynakları ne sonsuz ne de kendini hızlıca yenileyebilme özelliğine sahiptir. İnsanlar su kaynaklarını, suyun kendini yenileyebilme hızından daha hızlı bir şekilde tüketirse susuzluk oranının artışına neden olur. Uzun süreçte ise susuzluk oranı, önüne geçilemeyen bir sorun haline gelir. Bu nedenle insanlar su kaynaklarının kısıtlılığı konusunda bilinçlenmeli ve tasarrufun önemini kavramalıdır.

Ayrıca doğada her şey birbirine bağlantılı olduğundan su kaynaklarındaki azalış tarım alanında, besinlerinin üretiminde, ağaçların devamlılığı ve gelişiminde ve sulak yaşamda etkisini gösterir. Bunların sonucunda ise besin kıtlığı, hava kirliliği ve hijyenikliğin eksikliğinden dolayı ortaya çıkan zehirlenme problemleri artış gösterir. Bu artış sonucunda bazı problemlerin çözümü olabilse de çoğu problemin geri dönüşü olamaz. Kısacası su kaynaklarının eksikliği, insan yaşamındaki bir sürü alanda olumsuz sonuçlara neden olarak zincirleme etkisi yapar. Bunun sonucunda ise, başta insanlar olmak üzere Dünya’daki canlı yaşamının devamlılığı tehdit altında kalır.

Plastik bir şişe içine sıkıştırdığımız ve kolaylıkla bir değer biçtiğimiz suyu satın alarak, arkasındaki önemli ve bir o kadar da değerli süreci görmezden gelebiliriz. Dünyamızın sahip olduğu kısıtlı kaynakların farkında olmayabilir veya olsak bile bizi etkilemediği sürece önemsizmiş gibi davranabiliriz. Suyu kullandığımız her dakika önemini sorgulamaya da biliriz. Fakat görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek var. Geleceğimiz. Devamlı yaptığımız çalışmalar, sahip olduğumuz endişeler ve sürekli merak durumu. Eğer biz sahip olduğumuz su kaynaklarını sorgulayarak ve bilinçli bir şekilde kullanmazsak, su tasarrufunun önemini anlamazsak şişelerde hapsedilen maddenin sadece su olmadığını ve aslında geleceğimiz olduğunu çok geç anlamış oluruz. Tek problem geleceğimizi satın alamayacağımızdır.

Kaynakça

Denchak, Melissa. “Water Pollution: Everything You Need to Know.” NRDC. yy 9 Kasım 2021. Web. 31 Aralık 2021

National Geographic Society. “Freshwater Resources.” National Geographic Society. y.y. 21 Haziran 2019. Web. 31 Aralık 2021.

Salman, Doaa. “Industrial Development and the Trade-off to Environment: Measurement Techniques, Meanings and Outcomes in the Context of Water Poverty in Egypt.” International Journal of Green Economics, 2011, Web. 31 Aralık 2021.

Schleifer, Leah. “7 Reasons We’re Facing a Global Water Crisis.” World Resources Institute. 24 Aug. 2017, Web. 31 Aralık 2021.

UN-Water. “Scarcity: UN-Water.” UN, t.y. Web. 31 Aralık 2021. “Water Scarcity.” WWF, World Wildlife Fund. t.y. Web. 31 Aralık 2021

Oya Ok (Pre Ib 9G)
Özel Şişli Terakki Lisesi