Dost Eliydi Uzanan

2460

Güneşin ışıkları neredeyse ısıtacaktı adamı
Bulutlar araya girmeden önce.
Bir duvar vardı karşısında
Uçsuz  bucaksız, taştan bir dev.
Çatlak dudakları yukarı kıvrıldı,
Çarpık bir gülümseme oluştu yüzünde,
İşte, dedi adam kendi kendine,
İşte sırtımı dayayacağım bir şey.

Sırtını verdiği anda duvara
Soğuk içine işledi.
Buzdan yapılmış gibiydi duvar,
Olsun, dedi adam içinden
Giderek daha fazla yaslandı duvara.

Bir çatırtı duydu öteden gelen
Boşlukta yankılanırken ses, adam duvara baktı.
Pürüzsüzdü duvar, ne bir çatlak ne bir delik
İşte o zaman merak etmeye başladı adam
Duvarın arkasında ne olduğunu.
Bir çatırtı daha duyulunca, bu sefer yukarı baktı adam,
Çok küçük görünüyordu o uzaklıktan
Ama çatlak oradaydı işte.

Yavaşça kırdı dizlerini ve rahat etmeye çalıştı.
Kalbinin üstüne çökmüş bir huzursuzluk vardı,
Huzursuzluk endişeye, endişe de korkuya dönüştü.
Tekrar yukarı bakınca adam,
Çatlağın ona doğru gelmekte olduğunu gördü.

Hemen ayağa fırladı adam
Panik, kalbini sıktı acımasızca,
Dünya döndü, bulandı,
Bir uğultu dolaştı kulaklarında.
Bir karıncalanma oldu parmak uçlarında,
Ve duvar üstüne çökerken adamın
Keskin bir çığlık için aralandı çatlamış dudaklar.

Tam o sırada ortaya çıktı el,
Yıkılmakta olan duvarın öteki ucundan.
Sıkıca kavradı adamın kolunu.
Korkunç bir gümbürtü duyuldu sonra.

Adam kafasını kaldırdı,
Bir başka adam, yüzünde sıcak bir gülüş,
Gözleri güneş kadar parlak,
Ona bakıyordu.

Hiçbir şey söylemeden
Yine elini uzattı ona.
Adam, elleri titreyerek tuttu uzatılan eli.
Yukarı çekildi, ayaklarının üstünde durdu.
Arkalarındaki yıkık duvara bakmadan
Yürümeye başladılar.
Ezel Bahar Metin (8H)