Karne Zamanı: Aman Dikkat

1933

Karnelerin  alınmasıyla birlikte başlayan uzun bir yaz tatili… Belki de sadece öğrenciler için değil, ebeveynler için de koşuşturmalı bir dönemin sonundaki hak edilen dinlenme dönemi.

Bu dönemde karnelere yüklenen anlam, başarı ve başarısızlık üzerine çocuğa verilen geri bildirimler çok ama çok önemli. Çocuğun bir eğitim  dönemindeki performansını özetleyen bir belge niteliğinde olan karneleri, onun gelişimi için bir fırsata dönüştürmek her koşulda mümkün.

Elbette fırsata dönüştürebilmek için birkaç önemli noktayı unutmamak gerekiyor. Bu aşamada;

  • Çocuğunuzu asla başkalarıyla karşılaştırmayın. Sadece kendi içindeki gelişimini değerlendirin.
  • Performans ve başarısı kadar çabasını da mutlaka göz önünde bulundurun.
  • Her çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimi ile diğerlerinden farklılaştığını unutmayın.
  • Doğal olarak her çocuğun öğrenme hızı, ilgi ve yetenekleri açısından birbirinden farklılaştığını hatırlayın.
  • Elde edilen sonuçlarda sizin de rolünüzün olabileceği ihtimalini her zaman dikkate alın.

Karneyi çocuğunuzla bir araya gelerek değerlendirin. Öncelikli olarak onun özdeğerlendirmesine ortam yaratın ve yorumsuz dinleyin.

Bu aşamada, karnenin çocuğunuzun öğrenme yolculuğunda  bir araç olarak konumlanmasını sağlayabilmek için, güçlü yanlarına ve iyi performans sergilediği alanlara öncelikli olarak vurgu yapmak, sonrasında  gelişim alanlarıyla ilgili paylaşımda bulunmak, anlamlı bir fark yaratacaktır.

Hedeflenen düzeyin altında kalan  alanlarla ilgili olarak, öncelik çocuğunuzun kendi değerlendirmesini yapması olmalıdır. “Sence neleri farklı yaparsan sonuç farklılaşabilir? Bu konuda biz sana nasıl yardımcı olabiliriz?” şeklindeki düşündürücü ve destekleyici sorular çeşitlendirilebilir.

Burada çok önemli olan bir başka boyut ise karnelerin, çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkiyi bozacak bir araca dönüşmemesi. Karne üzerinden yapılacak tüm görüşmelerin,  sevgi,  duyarlılık ve güven ilişkisi çerçevesinde gerçekleştirilmesi…

Yıkıcı ve yargılayıcı tutumların, çocuklarınızda yol açacağı kaygı ve yetersizlik duygusunun, sorunun çözümüne hiçbir şekilde katkısı olmayacaktır.  Bunun yerine destekleyici bir tutum içerisinde, her koşulda onu sevdiğinizi hissettirerek, daha iyiye ulaşmak için her zaman birlikte yapılabilecekler listesinde, ne kadar çok seçeneği olduğunu görmesine yardım edin.

Özetle, çocuğunuzu ve karnesini, yargılamadan, yıkmadan, aşırı ve abartılı övgülere boğmadan karşılamanın önemini her zaman hatırlayın.

 

Zehra Kasap Erkan
Terakki Vakfı Özel Şişli Terakki Anaokulu ve İlkokulu Müdürü

 

Bu yazı Türkiye Özel Okullar Derneği Dergisi’nin Temmuz 2018 sayısında yayımlanmıştır.