İş Dünyası Üniversite Adaylarımızla Buluştu

1936

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisimizin düzenlediği 22. Kariyer Günleri kapsamında Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, Fizik Mühendisi Prof. Dr. Canan Dağdeviren, Tekfen Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dori Kiss Kalafat ve Erdem Holding Genpa Kominikasyon A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Bahadır Kayıcan Levent Yerleşkemizde konuğumuz oldu.

Konuklarımız “İş Dünyası Üniversite Adayları ile Buluşuyor” adlı çalıştay ve panelde lise 12. sınıf öğrencilerimizle bir araya gelerek; iş dünyasının yetkili kişileri olarak edindikleri izlenimleri, iş dünyasının işe alımlarda gençlerden neler beklediğini ve lise ve üniversite yaşamlarını nasıl değerlendirmeleri gerektiğini paylaştı.

Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçilen ve MIT Technology Review’un her yıl derlediği 35 Yaş Altı Mucitler listesinde yer alan Fizik Mühendisi Dağdeviren, öğrencilerle birlikte olmaktan çok keyif aldığını ve Türkiye’ye her geldiğinde mutlaka öğrencilerle birlikte zaman geçirdiğini, yolun başındaki öğrencilere rehberlik etmeyi ve onlarla birlikte yürümeyi önemsediğini belirtti.

“Her zaman soru sorun. Çünkü soru sormak küçülen dünyayı genişletmemizi sağlar.” diyen Dağdeviren, hayatta en önemli şeyin soru sormak olduğunu ve soru sormanın önemli bir erdem olduğunu, hayallerine soru sorarak, farklı bilimlerden yararlanarak ve farklı insanlarla bir araya gelerek ulaştığını ifade etti.

Küçük yaşlardan itibaren bilime meraklı olduğunu belirterek, daha 5 yaşındayken anne babasının bir çakıl taşını parçalayarak içindeki atomları bulmaya çalıştığını söylediklerini, babasının bilime olan merakını fark ettiğinde kendisine iki nobel ödüllü Madam Curie’nin bir kitabını aldığını ama o kitabı okuduğunda Madam Curie’den çok kocasından etkilendiğini ve onun ilk bilim aşkı olduğunu paylaştı. Bu nedenle fizik okuduğunu, fizik okumak istediğini söylediğinde ise annesi hariç kimsenin onu desteklemediğini ama kendinin de pes etmediğini dile getirdi.

Dağdeviren öğrencilerimize, bir işi isteyerek, yürekten yaparlarsa başarısız olmanın mümkün olmadığını, hangi bölümü okumak istiyorlarsa o bölümü tercih etmelerini, soru sormalarını, hayal kurmalarını ve öncelikle soruları kendilerine sormalarını, kendilerini en iyi kendilerinin tanıyacağını dile getirdi: “Bizi en iyi biz tanıyoruz. Bizi ne rehberlik hocamız, ne annemiz babamız ne arkadaşlarımız bizden daha iyi tanıyabilir. Bizi en iyi biz tanırız. Onun için bazen yalnız kalmak ve kendimize soru sormak gerekir. Biz ne yapmak istiyoruz, ilerde ne yapacağız, bu dünyaya neden geldik, bu dünyaya ne bırakmak istiyoruz?

Ardından şu sözleri ekledi: “Bir sonraki hedefi koyabilmek çok önemli. Hayatta hep hedefleriniz olsun. Hedefin skalası önemli değil. Önemli olan sizi neyin mutlu ettiği. Çünkü mutlu olduğunuz zaman etrafınızdakileri de mutlu edebiliyorsunuz.”

Bugün medikal teknoloji alanında esnek ve katlanabilir, deri üstüne yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yapan Dağdeviren, “giyilebilir kalp pili”nin çocukluk hayali olduğunu söyledi. Dedesinin 28 yaşında iken kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiğini ve bunun üzerine kalp sorunları yaşayan hastalar için bir şeyler yapmak istediğini ve bu hayalini gerçekleştirmenin de kendi için ne kadar önemli olduğundan bahsetti.

Öğrencilerin 5 yıl ya da 10 yıl sonra nerede olmak istedikleri noktasında hedeflerinin olması gerektiğini,  üniversite sınavının en kolay sınav olduğunu, kendilerini sınava endekslememelerini, istedikleri mesleğe ulaşmanın tek bir yolu olmadığını; plan yapmanın, kendine güvenmelerinin, kolektif bir şekilde hareket etmenin önemli olduğunu, başarılarının paylaştıkça artacağını ifade etti:

Başarı, insanları mutlu yapar ve siz başarınızı paylaştığınız zaman da başka insanların başarılı olmasını sağlarsınız. Çünkü başarı bulaşıcıdır.”

Ayrıca başarısızlıkların da başarıya ulaşmada katkı sağladığını,  başarısızlığa tahammüllü olmanın hayata karşı direnci artırdığını söyledi. “Meslek seçiminin bir reçetesi var mı?” sorusuna da “İyi bir insan olmak” cevabını veren Dağdeviren, yapılan işte adil olmanın ve emeğe saygının önemini vurguladı. Hayatın başkalarını takip edecek kadar uzun olmadığını, kendi hayallerinin peşinden koşmalarını, kendileri olmalarını, hayatın olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle kucaklamalarını önerdi.

Kayıcan; dünya genelinde 500 CEO ile yapılan bir araştırmada %90’ının ortak özelliğinin lisanslı sporcu olmaları olduğunu dile getirdi ve mutlaka bir spor dalı ile ilgilenmelerini önerdi. Kendilerini yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu aralıklarla vurgularken, “savaşçı bir ruha” sahip olabilmelerini hatırlattı. Deneyimlerinden süzerek paylaştığı örneklerle öğrencilerimize şu önerilerde bulundu:

“Yanınızda ve yakınlarınızdaki arkadaşlarınız çok önemli, önce kendiniz bir marka olun. Adınız ve soyadınızla zaten bir markasınız. Bunu en iyi şekilde geliştirmeyi önemseyin. Ne yaparsanız yapın, en iyisini yapın. Kendinizi tanıyacak yol ve yöntemleri kullanın. Alanda uygulanan karakter testlerini mutlaka uygulayıp güçlü yönlerinizi keşfedin.

Eksiklerinizi tespit edebilme yeteneğinizi önemseyin. Çünkü bilemezseniz çözüm üretemezsiniz. Sosyal yönlerinizi güçlü tutun, rekabet gittikçe artıyor. EQ’nun çok önemli olduğu bir dönemde olduğumuzu unutmayın. İş hayatında ayakta kalabilmek çok önemli. O nedenle sizi farklı kılabilecek yanlarınızı ortaya çıkartın. Kendinizi iyi analiz ederek farklılıklarınızı pozitif yönde değerlendirebileceğiniz işlere yönelin.

Günümüzde hitabet yeteneği büyük önem taşıyor. O nedenle hitabet yeteneğinizi güçlendirin. Hedeflerinizi tek tek yazın. 19 yaş hedefiniz, 20 yaş hedefiniz gibi tüm hedefleriniz hep yazılı olsun. Hedeflerinizi hep somutlaştırın.

Hayattaki en temel amaçlarınızdan birisi mutlu olmak olmalı. Gönülden isteğiniz bir şeyin savaşını mutlaka verin. Bugün iyi olan bir şeyin 10 yıl sonra iyi olacağını bilmiyoruz. O nedenle araştırmacı olun. Kendi isteğiniz işi yapın.”

Kalafat; meslek seçimi aşamasında izlediği yollardan bahsetti. İşyeri açarken ve yönetirken yaşadığı deneyimler, Tekfen Vakfına geçiş süreci, yaşamda farklı deneyimlerin kariyer planları üzerine etkisi, CV hazırlarken dikkat edilmesi gerekenler konusunda öğrencilerimizle görüşlerini paylaştı ve onların sorularını yanıtladı.

Çok az insanın mükemmel olduğunu, mükemmel işler yaptığını, önemli olanın mükemmel olmak değil, yapılan işin mükemmel olması gerektiğini vurguladı. Daha sonra; iş yaşamında ilk sınavın CV olduğunu, en küçük bir noktalama işaretindeki yanlışlığa iş dünyasının tahammül edemeyeceğini ve yanlışlığın kişinin kendisine saygı duymadığının işareti olduğunu belirtti. Kendine saygısı olmayanın işine saygısı olmayacağına işaret eden Kalafat, “Bir şeyi çok istediğinizi mutlaka göstermelisiniz ve bu işverene geçmeli.” dedi.

Bugün üniversite eğitimi alacak olsaydı tarım okumak isteyeceğini söyleyen Kalafat, tarımın müthiş açılımlar sunan, akıllı ve teknoloji içindeki tarımı seçecek gençlerin bu salondan çıkmasını dilediğini ifade etti.

Aran; öncelikle üç çocuk babası olduğunu, üç çocuğunun da üniversitede farklı bölümler okuduğunu dolayısıyla da üniversite sınavı ve hazırlanma sürecini bir baba olarak yakından bildiğini ifade etti. Öğrencilere neye ilgileri varsa, onu okumalarını önerdi. Sonrasında ise kendinin neden mühendislik mesleğini seçtiğini anlattı. Annesinin bankacı olduğunu, geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldığını, bu yüzden babasıyla birlikte annesini iş çıkışları almaya gittiğini, bu yaşadıklarının etkisiyle de çalışan kadınların evlerine daha erken gidebilmelerini sağlamak için ne/neler yapılabileceği konusunu üzerine yoğunlaştığını söyledi. En büyük isteğinin; mühendis olup bankacılıkta yeni yazılımlar geliştirerek çalışanların hayatlarını kolaylaştırmak ve çalışanların mesai bittiğinde evlerine rahatça dönmelerini, iş dışında yapacakları şeylere daha fazla zaman ayırmalarını sağlamak olduğunu dile getirdi. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun olup Başkent Üniversitesinde de işletme üzerine yüksek lisans yaptıktan sonra Aran, hayalleri gerçekleştirmek adına çok çalışmak istediği İş Bankası’na yazılım uzmanı olarak işe başladığı anlattı.

Yurt dışında okumak isteyen öğrencilere kendi çocuklarının da yurtdışı eğitim süreçlerini paylaşarak neler yapmaları gerektiği konusunda önerilerde bulundu. Ülke olarak Fransa’yı tercih edebileceklerini, bunun için de başvuru koşullarını iyi araştırmaları ve kayıt kabul dosyası hazırlamaları gerektiğini; yine İngiltere ve Kanada’nın da eğitim anlamında tercih edilebilecek ülkelerden olduğunu, buradaki okullara sınavsız girilebildiğini ve kabul süreçlerinin de Türkiye’deki üniversite sınavlarından önce olması dolayısıyla kişiyi rahatlattığını ve sınavların bir ölüm kalım savaşı olmadığını, özellikle de sınav stresi yaşayan öğrenciler için bunun önemli bir alternatif olacağını paylaştı.

Meslek seçiminin bir karar verme süreci olduğunu ancak bu süreçte kararsızlıklar yaşanmasının da normal olduğunu, yaşanabilecek kararsızlıkların insana farklı fırsatlar sunabileceğini, tüm karar ve kararsızlıkların hayatımıza zenginlik katacağını vurguladı. Kimi zaman karar verme sürecinin normal akış içinde olabileceği gibi kimi zaman da yaşanan deneyim ve birikimler neticesinde üniversite sonrasına bile sarkabileceğini söyledi. Meslek seçiminde sağlıklı bir değerlendirme yapmak adına geçmişe doğru bir yolculuk yapmalarını ve nelerden keyif aldıklarını, nelere ilgi duyduklarını geçmiş videolarına bakarak keşfetmenin de önemli olduğunu söyledi. Öğrencilere son olarak hayata hep pozitif bir açıdan bakmalarını, umutlu olmalarını, kendilerini kısıtlamamalarını, başka alternatiflerinin de olabileceğinin üzerinde durdu.

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisimiz, öğrencilerimizin üniversite ve meslek seçimlerinde doğru karar verebilmelerine yardımcı olmak için her yıl tüm seneye yayarak Kariyer Günleri etkinlikleri düzenliyor.

Bu sene gerçekleşecek diğer 22. Kariyer Günleri etkinliklerimiz; “Yükseköğretime Hazırlık Konferansları”, “Başarı Öyküleri, “Meslek Tanıtımları”, “Üniversite Terakki’de: Tadımlık Dersler”, “Boğaziçi, İTÜ, Koç, Sabancı ve Acıbadem Üniversite Gezileri”, “Üniversitelerin Bursluluk Programlarının Tanıtımı: Sunny, Koç Anadolu Bursluluk Programı, Özyeğin Fırsat Eşitliği Bursu, BAU Apply Tanıtımı”, “Geleceğin İnsan Kaynakları Eğilimi ve Kariyer Planlaması”, “Sömestri ve Yaz Tatili Meslek Gözlem Çalışmaları”,  “Mesleğe Göz Kırpmak: Dekanlarla Buluşma” ve “Tercih Konferansı”.