Çocuklarımız Kendi Yollarında Yürüsünler

2139

Özgüven kazanılmasında okulların önemi üzerine…

Hayatımız özel hayat, iş hayatı, sosyal hayat gibi farklı ve çeşitli ilişki ve iletişim biçimlerini içeren çevrelerden oluşsa da merkezinde bizim durduğumuz bir bütün.

Bu bütünde de parçalarında da kendimizi ve çevremizdeki bilgilenmelerimiz bazen seçici bazen de kendiliğinden. Bilgilenmelerimizde, hayatı algılama, yorumlama ve dünyaya katkıda bulunmamızda en büyük rol de eğitim aldığımız okullara düşüyor.

Bilgilenmelerimiz, öğrenmelerimiz hayatta ilerlerken kendimizi tanımamız, problemleri çözme biçimimiz, değişen dünyaya uyum sağlamamız veya uzmanlaştığımız alanda liderlik etmemiz eğitimin temel amacı.

Öğrenme ve düşünme konularındaki gelişmeler bize eğitim ve öğrenmelerin temel becerilerin kazanılmasının yanı sıra yeni bilgiler kazanma, sürekli öğrenme, derinlemesine anlama ve düşünme becerilerini geliştirmeye doğru gittiğini gösteriyor.

Okullar, sadece akademik başarının konuşulduğu, yalnızca temel bilgi ve becerilerin kazandırıldığı standardize edilmiş programlarıyla öğretim yapılan, yine bunların standardize edilmiş ölçme ve değerlendirme araçlarıyla ölçüldüğü ortamlar olursa bırakın geleceğe bugüne dahi katkıda bulunmaları güç.

Okul gibi okul olmak.

Artık bugün eğitim, okulda öğrenilmesi gereken tüm derslerin ve öğretmen etkilerinin toplamından çok daha fazlası: Müzik, sanat, felsefenin yanı sıra kültür okuryazarlığı, çevresinin farkında olmayı öğrenmek; kendini ve insanı tanıyıp yorumlayabilmek; küreselleşme, insan hakları, etik ve hukukun üstünlüğü konularında öğrencileri yetişkin hayatına hazırlamak… Çocukların, gençlerin kendi çevrelerinde ve dünyada olup biteni anlamalarına olanak tanıyacak bilimsel donanıma sahip bir ortam ve yine bu donanıma sahip, değer bilen, alanlarında uzman öğretmenler olan bir ortam.

Öğrencilerin araştırıp doğru soruları sormaları, bilişsel, duygusal, sosyal yönden kendilerini ifade edebilmeleri için motive edildikleri doğru bir iklimde öğrenim görmelerini ve gelişmelerini bekliyoruz. Ancak böyle bir ortamda yetişen öğrencilerin yaşam boyu öğrenen, öğrendiklerini hayatlarına geçirebilecek nitelikte bireyler olabileceğini biliyoruz. Doğru ilkeler, değerler, inançlar, gelenekler, törenler ve alışkanlıkların da okul ortamında alınan karar, tutum ve iletişim biçimlerinde yöneticilerden, öğretmenlerden öğrencilere kadar nüfuz eden kültür öğelerinin nitelikli bireylerin yetişmesinde katkısı büyük. Öğrencilerin davranış, tutum ve bakış açıları bu okul kültürünün ve ikliminin yansıması.

Doğru seçilmiş eğitim ortamları uygar bir dünya vaat eder.

Bilimsel doğruların, doğru ve gerçek bilgilenmelerin, bu bilgilenmeleri sağlayacak ve destekleyecek tutarlı, adil tutum ve yaklaşımların ancak zamanın testinden geçmiş ilkelerinden güç alan, köklü bir eğitim kültüründen gelen okullarda varlıklarını sağlıklı bir biçimde sürdürmeleri olanaklı.

İlk çocukluk dönemlerinden başlayarak yaklaşık on beş yıl boyunca aynı ilkelerle öğrenim görecekleri; tutarlılık, bütünlük ve devamlılığın örneklerini yaşayacakları okulun çocuklarımızın karakterlerinin şekillenmesinde en az aileleri kadar etkin bir rolü var. Yaşam boyu öğrenme, birlikte yaşama, farklı görüşteki kişilerle birlikte çalışma ve öğrenme, eleştirel düşünebilme cesareti ve becerilerini kazandıkları doğru seçilmiş eğitim ortamları uygar bir dünya vaat edebilir.

Yüksek nitelikli ve olması gereken bir öğrenme ortamı sağlayan okul gibi bir okulda eğitim almak çocuklarımızın, gençlerimizin kendi yollarında ilerlemelerini sağlayacak olmazsa olmaz ilk büyük adım.

Banu Akbaşlı
Kurumsal İletişim Koordinatörü
Terakki Vakfı