Sürdürülebilirlik ve Teknoloji

1877

Her iki yerleşkemizden ortaokul 7. sınıf öğrencilerimiz, Tekfen Holding Sürdürülebilirlik Müdürü Semin Ekeke ile 11 Mart Perşembe günü Bilim ve Teknoloji Haftası etkinlikleri kapsamında “Sürdürülebilirlik ve Teknoloji” üzerine söyleşmek üzere çevrim içi ortamda bir araya geldi.

Ekeke, sunumunun ilk bölümünde sürdürülebilirlik konularının neler olduğunu, neden ve nasıl sürdürülebilir olmalıyız sorularını detaylı olarak açıkladı ve öğrencilerimize sürdürülebilir kalkınma için küresel amaçlarımızın ne olması gerektiğini örneklerle anlattı. Ekosistemin kendini yenileme kapasitesinin ortalama 1,7 katını tükettiğimizi, bu tüketim anlayışı ile devam edilirse;  2030 yılında 2 tane, 2050 yılında 3 tane dünyaya ihtiyacımız olacağını vurguladı. İklim değişikliğinin gelecek 10 yılın en büyük riski olacağını bundan dolayı da canlıların bu değişime ayak uydurmakta zorlandıklarını ve küresel ısınmanın, 20 yıl içinde 1.5°C derecelik bir artışta durdurulamadığı takdirde artık geri döndürülemez bir sürece girileceğini söyledi.

Ekolojik ayak izinin; insanların ekosistemden tükettiği kaynağı ifade ettiğini ve yaptığımız her şeyin bir çevresel etkisi olduğunu, kaynaklarımızın hızla tükenmemesi için bu etkiyi minimumda tutmamız gerektiğini söyledi. Yılda 1,3 milyar ton yiyecek israf edildiğini ve israf edilen 1,3 milyar ton gıdanın 821 milyon aç insanı doyurabildiğini söyledi. Türkiye’de yılda israf edilen 26 milyon ton gıda miktarı nedeniyle aynı zamanda 26.6 milyar metreküp su israf edildiğini ve bu miktarın Keban Barajı’nın depolama hacminden fazla olduğunu belirtti.

Ekeke, sunumunun ikinci bölümünde moda sürdürülebilirliği konusunu pamuktan üretilmiş 300 gramlık bir tişörtün üretim aşamasında 2500 litre yaklaşık 130 tane damacana su tüketildiğini çok eskimeden bu tişörtü attığımızda, 2500 litrelik suyu da boşalttığımızı söyledi. Bu yüzden artık moda sektörünün çevresel kaynak tükettiğini fark ederek sürdürülebilirlik üzerinde çalıştığını artık geri dönüşümlü malzemeler kullandıklarını çevreye dost olan boyalarla organik üretim yaptıklarını anlattı.

Gün içinde hiç düşünmeden ilettiğimiz maillerin bile toplu olarak baktığımızda azımsanmayacak miktarlarda karbon ayak izine sebep olduğunu ve düzenli olarak, haftada bir kez, mail kutularımızı gereksiz e-postalardan temizleyerek karbon ayak izinin azaltılmasına katkıda bulanabileceğimizi söyledi.

Permakültürün sürdürülebilir tarım olduğunu, amacının bitki, hayvan ve insanları doğa içerisinde bir araya getirerek bakımı kolay, istikrarlı ve kendi kendine yeten üretim sahaları oluşturduğunu açıkladı.

Ekeke, sunumunun üçüncü bölümünde bilim insanlarının kurbağa kök hücreleri kullanarak ilk canlı robotları (Xenobot) geliştirmeyi başardıklarını ve bu teknolojiden insan bedenine ilaç taşımak, damar duvarlarından plakaları temizlemek, çevresel ıslah, okyanuslarda mikro-plastik kirliliği temizlemek, toksik maddeleri teşhis edip sindirmek gibi alanlarda faydalanılabileceğini dile getirdi.

Massachusetts Amherst Üniversitesi’nden bir grup bilim insanlarının, atmosferde bulunan su buharından elektrik üretebilen bir cihaz geliştirdiklerini, özellikle düşük maliyet sayesinde üretilebilecek olan bu buluş ile kullanım kolaylığı açısından diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının aksine, nem dışında ek bir gereksinime ihtiyaç duyulmadığı belirtti.  Çölde dahi düşük nemde çalışabilecek olan bu buluşun, kablosuz elektrik teknolojisinin de önünü açması beklendiğini ifade etti. İç mekânlarda da kullanılabilecek olan buluşun, duvar boyalarında kullanılması en popüler görüşlerden biri. Boyaya karıştırılarak tüm iç mekâna döşenip, alanın elektrik ihtiyacını kablosuz olarak giderebilmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

Ekeke, sunumunun sonunda, evimizde kullanmadığımız elektrikli aletlerin fişini çekerek, hem elektrik faturasını düşürüp, hem de çevreyi koruyabileceğimizi, dişimizi fırçalarken suyu kapatarak 4 kişilik bir ailede ayda 160 damacana su tasarrufu yapabileceğimizi, kıyafetlerimiz için çevre dostu ve geri dönüşümlü malzemeden üretilmiş olanları tercih edip artık giymeyeceğimiz kıyafetleri bir başkasına vererek ya da geri dönüşüme göndererek çevreyi de korumuş olacağımızı vurguladı.