Prof. Dr. Baki Ayhan Asiltürk Lise Öğrencilerimizle Divan Şiirini Konuştu

1008

Her iki yerleşkemizden lise 10. sınıf öğrencilerimiz, 6 Nisan Çarşamba günü Prof. Dr. Baki Ayhan Asiltürk’le divan şiiri konusunda söyleşmek üzere çevrim içi ortamda buluştu.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzün düzenlediği söyleşi, Tepeören Yerleşkemizden öğrencimiz Simla Kabasakal’ın (10A) Asiltürk’ü tanıtan bir sunumuyla başladı.

Konuşmasına divan şiirine farklı adlandırmalar verildiğini belirterek başlayan Asiltürk, bu adlandırmalar içerisinde kimi doğru kimi ise yanlış adlandırmalar olduğunu aktardı. ‘’Osmanlı edebiyatı’’ adlandırmasının yanlışlığını: ‘’Divan şiiri 11. yüzyılda Hoca Dehhani ile başlıyor, ancak o zaman Osmanlı Devleti diye bir devlet yok, bu kronolojik bağlamda daha baştan yanlış bir önerme olur.’’ sözleriyle değerlendirdi. Divan şiirine yapılan farklı adlandırmalardan ‘’eski edebiyat’’ önermesinin ise doğru bir adlandırma olduğunu vurguladı. Divan şiirinden kimi beyitleri öğrencilerimizle paylaşan Asiltürk, divan şiirinde yapıt fikri olmadığını ve bir gazel ya da kaside içerisinde birkaç beyitin güzel olmasının şairlerce yeterli görüldüğünü anlattı. Yapıt fikri olmayıp parça güzelliği olmasını ise şu şekilde değerlendirdi: ‘’Yapıt fikrinin olmamasının bir sebebi de divan şiirinin halktan kopuk yapısıdır, bu eserlere de yansımıştır.  Eserlerde beyitlerin ayrı ayrı anlamları vardır ve bağlantıları yoktur. Birkaç güzel beyit yeterli görünmektedir. O dönem içerisinde yapıtlarda görülen bu kopukluk aslında devlet ve toplum düzeninin de bir yansıması olarak kendisini göstermektedir. Bir avuç medrese tahsilli kişiler ile halk arasında yaşayış ve düşünce yapısı arasında uçurum bulunmaktadır.’’ Demokrasi ve halkla ilişkiler geliştikçe eserlerin çağın gündemine hâkimiyetinin ve çağın özelliklerini de yapıt içerisinde göstermesinin arttığını belirtti.

Asiltürk, divan edebiyatı ile ilgili genel değerlendirmelerinin ardından gelenekselden moderne Türk edebiyatıyla ilgili görüşlerini dile getirdi. Özellikle klasik şiirin edebiyatımızı bugün de beslediğini söyleyerek Attila İlhan, Nazım Hikmet, Yahya Kemal gibi şairlerin şiirlerini örnek gösterdi. Modern şiirin temsilcisi olan önemli birçok şairin gelenekten yararlanmaya devam ettiklerini vurguladı. Özellikle de Behçet Necatigil isminin altını çizdi. Necatigil’in divan şiiri duyarlılık ve estetik yapısını modern şiirin imkânlarıyla çok iyi bir şekilde sentezleyebildiğini ifade etti. Gelenek dendiğinde akla sadece divan şiirinin gelmemesi gerektiğini halk şiirinin de gelenek içinde çok önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Şiire ilgili kişilerin de önce bu hem divan edebiyatının seçkin örneklerini hem de divan geleneğine yaslanan kişilerin örneklerinin okumasını tavsiye etti.

Yeni konularda da birlikte olmak ve akademinin ışığında söyleşmek için sözleşilerek etkinlik sona erdi.