Öğrencimiz “En Sevgiliye Mektup” Yarışmasında İlçe 1.si

2530

Levent Yerleşkemizden Kamuran Nur Kırlangıç (8C), Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün “Mevlid-i Nebi Haftası” kutlama programı ve etkinlikleri kapsamında Beşiktaş ilçesi ortaokul öğrencileri arasında düzenlediği “En Sevgiliye Mektup” yazma yarışmasında İlçe 1.si  oldu.

“Sevgili Peygamberim,                                                                               1 Kasım 2019

Rabbimin elçisi, gül kokulu Nebi,

Bu mektuba nasıl başlasam, neler yazsam?

Biliyorum ki senin güzel vasıflarını aktarmakta sözcüklerim yetersiz kalacaktır.  

Senin yüceliğini, güzel varlığını anlatmaya, senden bahsetmeye ne satırlar, ne sesler yeter. Büyüdükçe varlık nedenimi düşündükçe sana olan sevgim, saygım ve hayranlığım her geçen gün biraz daha artıyor.

Güzel vasıflarını, örnek davranışlarını öğrendikçe seni daha da merak ediyor ve özlüyorum. Keşke şu an burada, yanımızda olsan ve bize ışık tutsan.

Hala senden öğrenecek o kadar çok şeyimiz var ki…

Güzel Yürekli Peygamberim,

Canlılara duyduğun merhametin, büyüklerine duyduğun saygın ve küçüklerine duyduğun sevginle her zaman beni derinden etkiledin. Hayatın zorluklar içinde geçmesine rağmen pes etmedin ve insanlara yol göstermeye devam ettin. Haline her zaman şükredip insanlara yardım ettin. Çünkü sen âlemlere rahmet olarak gönderilmiştin.

Ey Allah’ın Resulü,

Babasını hiç görmemiş, annesini küçük yaşta kaybetmiş, daha sonra dedesinin yanında yaşamaya başlamış ama maalesef onu da kısa süre sonra kaybetmiş olmana rağmen hiç pes etmeden her gün kendini geliştirmeye devam ettin. İnsanlara ışık tuttun, onları doğru yola sevk ettin ve onlara bizzat kendin örnek oldun. Hırsızlığın, öldürmenin ve hakaretin bol olduğu bir dönemde zorluklara rağmen çalıştın ve arkanda iyi insanlar bıraktın.

Seninle ilgili her yeni bir şey öğrenişimde senin varlığını bildiğim ve seni örnek aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Ey Muhteşem Lider,

Ümmetin olmakla gurur duyuyorum, sana layık olmak için senin yaşamını örnek alıyorum ve senin güzel alışkanlıklarını edinmek için çaba sarf ediyorum.

Dürüstlüğü, merhameti, saygıyı, sevgiyi, paylaşmayı, yardımseverliği, adaleti, sabrı, şükretmeyi, iyiliği, kanaati ve en güzel hasletleri senden öğreniyorum, sende görüyorum.

Sen, örnek bir kişiliksin. Önüne çıkan her türlü engele rağmen İslamiyet’i yaymak, insanları doğru yola sevk etmek, onları iyiliğe ve güzelliğe yönlendirmek, Allah’ın buyruklarını insanlara anlatmak için çaba sarf ettin.

Hak, adalet ve eşitlik; senin vazgeçilmez ilkelerindi. Sayende kız çocukları diri diri toprağa gömülmek vahşetinden kurtuldu. Kadınlar hak ettiği saygıyı ve değeri görmeye başladı.

Sen, yardımsever ve alçakgönüllüsün. Her zaman muhtaçların yardımına koştun, kapına gelen hiç kimseyi boş çevirmedin.

Sen en güvenilir insansın. Bu yüzden insanlar sana ‘El-Emin’ dedi, en kıymetlilerini sana emanet etti. Sen ki Hicret esnasında Mekke’yi en son terk ettin. Başına yüz deve ödül koymuşlardı. Ama sen emanetleri teslim etmek pahasına ölümü bile hiçe sayarak Mekke’yi terk etmedin.

Sen yaratılan en güçlü insansın. Hiçbir zorluğa boyun eğmedin, sana yapılan her türlü haksızlığa sabır gösterdin. Dünyanın bütün zenginliklerini ayaklarına seren Mekke’deki efendilere: “Bir elime güneşi, öbür elime de ayı verseniz yine de vazgeçmem.” diyecek kadar kararlıydın.

Sen hiçbir zaman din, dil, ırk ayrımı yapmadın. İnsanı insan olduğu için sevdin. Bir keresinde yanından Yahudi cenazesi geçerken ayağa fırlamış, saygı ve dua ile geçmesini beklemiştin. Yanındakiler bunun sebebini anlamaya çalışıyorlardı. “Muhammet ( s.a.s ) bu adam senin peygamberliğine ve dinine inanmazdı. Hâlbuki sen saygı gösteriyorsun.”  dediklerinde “O,  sonuçta bir insan.” demiştin.   

Yaratılmış tüm canlılara merhamet gösterdin. Bir sözünde, ‘İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” dedin. Taif’te seni taşlayan gençlere beddua etmedin ve Rabbine, Ya Rab, benim yüzümden bu gençleri cezalandırma!” dedin.  

Bu nasıl bir merhametti Allah’ım?

Hiçbir çirkin söz söylemez, kalp kırmaz ve insanlarla yumuşak bir üslupla tebessüm ederek konuşurdun. Nazik, anlayışlı ve hoşgörülüydün.

Eğitime, bilime ve ilime çok önem verirdin. Bir Hadis-i Şerif’inde, ‘İlim, Çin’de bile olsa gidip öğrenin.’ dedin. Hatta Bedir Savaşı’nda on Müslüman çocuğa okuma yazma öğretmek koşuluyla esirleri sen salıvermedin mi? Esir bile demezdin onlardan söz ederken.  Misafirlerimiz, diye hitap edilmesini isterdin.

Sen iyi bir baba, iyi bir eş, iyi bir dost, iyi bir komutan ve örnek bir kuldun. Sen bu dünyaya ‘Güzel ahlakı tamamlamak’ üzere gönderildin. Ancak ne yazık ki günümüzde senin iyilik dolu davranışlarından haberi olmayan, senin bize bıraktıklarından mahrum olan kişiler var. Bunun sonucunda her geçen gün işlenen suçlar, çalınan eşyalar ve öldürülen kişiler artıyor. Artık insanlar eskisi gibi cömert ve dürüst değil. Hâlbuki senin yaptıklarını, söylediklerini bir kez olsun dikkate alsalar, iyi bir insan olmanın aslında o kadar zor olmadığını anlayacaklar.

Ey Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Efendim,

Sana olan özlemimi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. Her zaman izinde olmaya devam edeceğim. Bize bıraktığın her şey için sana minnettarım.

Sevgi ve saygılarımla…”

Kamuran Nur Kırlangıç (8C)