Her Gün Onların Ellerini Bırakırken Kime ve Neye Güvenelim?

1843

Bizler anne baba olarak kendimize düşen görevi yerine getirirken çocuklarımızın eğitimi için de bir seçim yapıyoruz. Tuttuğumuz ellerini bırakırken seçtiğimiz eğitim kurumunun onları yaşama eksiksiz hazırlamasını bekliyoruz. Kendilerine ve çevrelerine faydalı bir birey olmalarını umuyoruz.

Akademik bilgilenmeleri onları bir üst eğitim seviyesine taşıyacak yeterlilikte ve güçte olsun; merak ve öğrenme istekleri süreklilik göstersin; kendileri hakkında bilgi sahibi olsunlar (ilgi alanlarını, yetenek ve becerilerini bilsinler); sahip oldukları bu bilgiyle de kendilerini ve çevrelerini tanıyıp anlasınlar istiyoruz. Anladıktan sonra durum ve olguları doğru okuyup yorumlayabilmelerini; kendi gelişimlerini tesadüflere bırakmayıp ilerlemelerine katkıda bulunmalarını; kendileri için, bulundukları çevre için, dünya için faydalı bir birey olmalarını bekliyoruz.

Seçtiğimiz eğitim kurumu onlar için doğru mu?

Çocuklarımıza nasıl bir ortam sunuyoruz ki bu beklentileri karşılamasını umuyoruz? Bizim yaklaşık ortalarında onlarınsa henüz başlarında olduğu bir zaman diliminden çocuklarımızın geleceğini öngörmeye çalışarak iyi bir eğitim almalarını istiyoruz. İyi bir eğitim almalarını sağlarken gelecekleriyle ilgili beklentilerimizin de gerçekleşeceğini var sayıyoruz.

Kendi çevrelerinde ve dünyada olup biteni anlamalarına olanak tanıyacak bilimsel donanıma sahip bir ortamda ve yine bu donanıma sahip etik, değer bilen öğretmenleri olan bir okulda eğitim almalarını istiyoruz. Çünkü araştırıp doğru soruları sormaları, kanıt aramaları, bilişsel, duygusal, sosyal yönden kendilerini ifade edebilmeleri için motive edildikleri bir iklimde öğrenim görmelerini ve gelişmelerini bekliyoruz. Ancak böyle bir ortamda yetişen çocuklarımızın öğrendiklerini hayatlarına geçirebilecek ve geleceği şekillendirebilecek nitelikte bireyler olabileceğini biliyoruz.

Bilimsel doğruların, gerçek bilgilenmelerin, bu bilgilenmeleri sağlayacak ve destekleyecek tutarlı, adil tutum ve yaklaşımların sürekliliklerini ancak ilkelerinden güç alan köklü bir eğitim kültüründen gelen kurumlarda sürdürebilecekleri çağımızda daha da önem kazanan bir gerçek.

İlk çocukluk dönemlerinden başlayarak yaklaşık on beş yıl boyunca aynı ilkelerle öğrenim görecekleri; tutarlılık, bütünlük ve devamlılığın örneklerini yaşayacakları bir okulun çocuklarımızın karakterlerinin şekillenmesinde en az aileleri kadar etkin bir rolü var. Doğru ve güçlü bir eğitimle birlikte özgüven aşılayan bir iklim ve kültür içinde yetişen bireyler yaşamları boyunca güç alacakları ilkelere sahip olacak, kendilerine ve yaşamlarına yön verebilecek daha adil, eşit ve kendilerinden sonra gelecek kuşaklara da ilham verebilecek bir dünya kurgulayabilecektir.

Çocuklarımız için yaptığımız seçimler, aldığımız kararlar onların başarılı olmaları kadar, doğru, adil, değer bilen, kendilerine ve geleceklerine yön verebilen mutlu ve aydınlık bireyler olmalarını da sağlayabilir.

Yapacağımız seçim bu yüzden yaşamsal.

Terakki, tutarlı ve ilkeli anlayışıyla 140 yıldır mutlu ve aydınlık nesiller yetiştirir.

Banu Akbaşlı
Kurumsal İletişim Koordinatörü
Terakki Vakfı